The Interviewees

Sedat Bornovalı mülakatı, Haziran 2017 - English

1- Hem sanat tarihçisiniz hem de profesyonel bir turist rehberisiniz ama su anda Istanbul’daki eski Casa Garibaldi İtalyan Kültür Merkezi kapsamlı bir bina restorasyonunu ve arkelojik araştırmalarını yürütüyorsunuz. Bu nasıl gelişti?

Aslına bakarsanız hepsi de birbirine yakın ilgi alanları. Tarihi eserleri sevdiğim için bunlarla ilgili öğrenim gördüm. Onları sevdiğim için başkalarına da tanıtmak istedim ve öğrenciliğim sırasında rehberliğe başladım. Yine aynı sebeple, bu sevgimi gözlemleyen İtalya’nın eski İstanbul Başkonsolosu Sn. Gianluca Alberini’nin önerisiyle bu önemli eser üzerinde incelemelere başladım; ardından da restorasyon süreci ortaya çıktı.

2- İstanbul İtalyan Dernegi’nin (Società Operaia Italiana di Mutuo Soccorso) Garibaldi Evi olarak adlandırılan binanın kısa tarihçesini bize bildirebilirmisiniz ve bu derneğin nasıl ilk gayri-İtalyan üyesi oldunuz?

Società Operaia bir işçi derneği olarak 1863 yılında kurulmuş. Ancak kuruluşundan çok kısa süre sonra işçi olma zorunluluğu ikinci plana atılarak İtalyan kimliği altında buluşulan bir dernek haline gelmiş. O zamanlar bir tür yardım kasası niteliğini de taşıyormuş. Aidatlardan biriken para ihtiyacı olan üyelere ulaştırılıyormuş. Kuruluşundan 150 yıl sonra artık İstanbul’un, Beyoğlu’nun tarihine ait, iki ulusa birden ait bir değer. Dernek adına konuşmak yetkisine sahip değilim ama ümit ediyorum ki farklı statülerde de olsa (örneğin “Società Operaia dostları” gibi) artık birçok Türk vatandaşı da bu dernek çatısı altında İtalya’ya ve bu tarihe olan sevgilerini gösterebilecekler.

3- 2008 senesinde bu proje başlamadan pek evvel İtalya Cumhuriyeti Şövalye ve Liyakat Nişanı ile ödüllendirildiniz. Bu hangi evveli işlere dayanarak verildi?

Bir tek çalışma sebebiyle verildiğini düşünmüyorum. Zaten henüz 40 yaşında bile değildim. O zamana değin elle tutulur fazla bir çalışma yaptığımı iddia etmem doğru olmaz. Daha ziyade tüm faaliyetlerimde İtalya ve Türkiye arasındaki dostluğa inanarak çaba gösterdiğim için, samimi hevesimin ödüllendirildiği fikrindeyim.

4- Bize restorasyon sürecinde verilen karar mekanizmasindan bahsedermisiniz, örneğin katmalar olunca hangi seviyeyi korumak gibi ve kanuni zorluklarla karşılaştınızmı?

Bu tür çalışmaların ne yazık ki öngörülebilirliği yok. O nedenle bu soruyu genel bir kriterle yanıtlamak çok zor. Elden geldiğince ortak akılla karar veriyoruz. Eğer bir unsuru korumak için diğerinden vaz geçmek gerekiyorsa en değerlisi, en eşsizi hangisi diye karar verip onu yerinde korumaya çalışıyoruz. Yerinde koruyamadığımız parçaları da müze benzeri bir teşhir sisteminde yine görülür kılmayı hedefliyoruz. Yasal açıdan hiç sorun yaşamadık. Çünkü Koruma Kurullarının amacı korumak. Bizim de amacımız aynı. O nedenle fikirlerimiz hep uyum içerisinde oldu.

5- Zannediyorum bina zemin kazılarında sürpriz olarak 2 bilinmeyen Bizans dönemi mezarlara kavuştunuz. Bu eski dönem Beyoğlu ne derecede bir yerleşim derecesi olduğu hakkında bu vesile ek bilgileriniz varmı?

Sorularınıza yanıt yazana değin bunların sayısı 10’a yaklaştı. Kazılar arkeolojik eser şüphesi üzerine bilgilendirdiğimiz İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin görevlendirdiği uzman arkeologlar tarafından gerçekleştirildi. Çok kısıtlı bir alanda kazı yapılabildi. Zaten binamız ufak bir bina. O nedenle mezarlığın ötesinde bir inceleme yapamadık. Muhtemelen konut alanları da var olmuştur ama kanıtlarını ve mezarlara olan mesafesini henüz bilmiyoruz. Şimdilik sadece mezarlarla sınırlı olsa da M.S. 4. yüzyıla dayanan buluntular çok etkileyici niteliğe sahip.

6- Bu binanin ilerki işlevi ne olacak acaba ve bazi ortaya kazi ile çıkartılan objeler bu binanın içinde sergilenecekmi?

Dernek bu binayı zaten bir sosyal merkez olarak kullanıyordu. Aynı şekilde devam edecek.. Yapılan protokolle hem dernek faaliyetlerine devam edecek hem de TÜRSAB binanın kullanımı konusunda hak sahibi olacak. Gezilebilecek, içerisinde çeşitli sosyal etkinlikler yapılabilecek. Eskisine kıyasla halka ve turizme çok daha açık olacak.

7- Şayet ilerde buna benzer bir restorasyon iş teklifi gelirse onu da yürütmek istermisiniz? Sizce İstanbul bu zengin Beyoğlu ve bölgesi tarihi mirası daha iyi değerlendirebilirmi ve sizce yerel sivil baskı gruplari yeterince organize mi neticede karsı tarafdaki düşünce sürekli gelişim ve modernizasyondan yana devam eder?

Kuşkusuz her davet insana biraz gurur verir. Değerli kişilerden gelen davetler insanı daha da gururlandırır. İstanbul son zamanlarda biraz daha bilinçlendi ancak koruma için daha yapılması gereken çok şey var. Baskı gruplarının daha da bilinçli olarak çaba göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Çok çok özel örnekler dışında binalar geliştirilebilir ve çağdaş işlevlere uyarlanabilir. Eğer korumacı yaklaşımlar da binaların yaşaması için kent yaşamına katkıda bulunması gerektiği gerçeği konusunda birkaç adım atarsa bence modernlik arayan gruplarla ortak bir noktada rahatlıkla buluşabilirler.

8- 2010 yılından beri Sanat Tarihi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği üstlendiniz. Bu organisyonun ne tür kararlar verip alan ve miras korumak için ne tür öğüt verir?

Bu danışma kurumuzda. güvenlik, teknolojiden yararlanma, ziyaretçilerin rahat kullanımı benzeri birçok konu daha öncelikli gündem çünkü zaten tüm bu ziyaret yerleri Koruma Kurulları tarafından takip edilen ve özenle korunan yerler.

9- Operaia Derneği etrafı ve bu restorasyon ile eş zamanlı bir sözlü tarih ve aniları koruma üzeri bir calışma varmı? Yoksa böyle bir girişimi olumlu karşılarmısınız?

Böyle bir proje var. Hatta birden fazla proje var diyebilirim. Film, röportaj gibi konular eğitim ve bilgi alanlarımın çok dışında. Bu nedenle de kendim yapmaya çalışmak yerine öneri getiren kişi ve gruplara talepleri doğrultusunda yardımcı olmaya çalışmakla yetiniyorum. İtalyan Liseliler Derneği tarafından, bazı kısımları Başkonsolosluk içerisinde, Dernek eşyasını teşhir etmek üzere küratörlüğünü yaptığım mini müzede çekilen bu ufak film bir örnek oluşturabilir: Ayrıca mimar Francesca Faiella’nın bu türden röportajları birleştirerek kurguladığı filmi de Dernek üzerine çalışmalarımızı tanıtan bir sergi ile birlikte Cenova’dan başlayarak birçok yerde gösterildi:

10- Bu projeden sonra sahsi plan ya da projeleriniz varmı?

Aslında bu proje bile planlarım arasında yoktu. Çok fazla plan yapınca çok fazla da revizyon yapmak gerekiyor. Öncelikle bu projenin tüm paydaşlar açısından çok verimli ve sürdürülebilir hale geldiğini görmeyi istiyorum. Sonrası da kendiliğinden gelir diye düşünüyorum. Çok teşekkürler.

11- (ek soru Temmuz 2019) Bu kitabı ‘Boğaziçi’nin Tarih Atlası’ yazmanızın ana motivasyonu neydi? Araştırmalarınızda ne tür sürprizler ile karşılaştınız?

Ana çalışma alanlarımdan bazıları İtalyanlar ve Pera. Kışın hayat Pera'da sürerken yazın Boğaz’da devam ediyor. Oteller dahil hayat Boğaz’a taşınıyor. Pera’dan tanıdığımız birçok önemli kişiye ve somut eser bırakan mimara da yine Boğaziçi’nde rastlayabiliyoruz. O yüzden tüm çalışmalarım beni hep Boğaz’a yönlendirdi. Elimde, kişisel ilgi nedeniyle topladığım birçok görsel malzeme vardı. Bunların bir arada yayınlanması literatüre güzel bir katkı olur diye düşündüm.

Tabii ki sürprizlerle de karşılaştım ve çok sevindim: Hakkında ufak tekfek ekler yapmak istediğim konularda yaptığım hemen her araştırma beni yine yayınlanmamış malzemelerle buluşturdu. Sadece Raimondo d’Aronco'nun bile birden fazla imzalı çizimine Osmanlı arşivlerinde ulaştım. Ne yazık ki Boğaz için planlanmış bu güzel eserleri inşa edilememiş. Ayrıca çalışmamı duyan birçok araştırmacı da ellerindeki belgelerle katkıda bulundu ve sonuçta yayınlamaya niyet ettiğim metinden çok daha zengin bir sonuç ortaya çıktı."

Bu kitap hakkinda ek bilgiler

Mülâkat soruları Craig Encer

Sedat Bornovalı derneğin eski arsivleri arasında.

Meshur ve yakın tarihde merhum ünlü İtalyan yazar Umberto Eco, Garibaldi binasını da ziyaret etmişdi.

Restorasyon evveli Casa Garibaldi tiyatro salonu.

Binanin ust katında bulunan tiyatro’nun eski bir fotografı.

Casa Garibaldi binasına adanmış blog